Kimilerince sansüre yol açacağı iddia edilen, ‘Unutulma Hakkı’ndan hangi şartlarda faydalanılıyor? Bilişim Uzmanı Sansar ve Avukat Ahi cevaplandırdı
Unutulma Hakkı ile kişiler internette haklarındaki istenmeyen içerikleri kaldırma şansına kavuştu / Fotoğraf: AA
Birçok kişinin adı farklı nedenlerle bir şekilde internet ortamına giriyor ve bu bilgiler sanal ortamda kalıyor.
Bu bilgiler kimi zaman insanların hoşuna gitmeyecek içerikleri de kapsayabiliyor.
Bundan dolayı geçen temmuz ayında “Unutulma Hakkı” denilen yeni bir düzenlemeye gidildi.
Bu düzenleme ile isminin arama motorunda yer almasını istemeyenler artık mahkemeler dışında Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’na başvurabilme hakkına sahip oldu.
Kurul belirlediği 13 kriter kapsamında vatandaşın haklı olup olmadığına karar verecek.
Düzenlemeyi destekleyenler olduğu gibi, düzenlemenin “Toplumsal belleği” yok edeceği yolsuzluk, sahtekarlık gibi olaylara bulaşanların kendileri hakkındaki yayınları bu yolla kaldırma şansı elde edeceğini iddia edenler de oldu.
Destekleyenler ise insanların aklandıkları suçlarla ilgili soruşturmalara dair iddialardan dolayı yıllarca sorun yaşadıklarını, haklarında önyargı oluştuğunu söyleyerek düzenlemenin gerekli olduğunu savunuyor.
Düzenlemeyle birlikte bazı bileşim firmaları ismini arama motorlarından kaldırmak isteyen insanlara ücret karşılığı hizmet vermeye başladı.
Bu firmalardan biri de adli bileşim-veri kurtarma-siber güvenlik konularında çalışmalar yapan Fordefence.
Firmanın Genel Müdürü Mustafa Sansar ile bu haktan faydalanmak isteyenlerin hangi yolları izlemeleri gerektiği üzerine konuştuk. Sansar, sorularımızı şöyle cevaplandırdı:
Mustafa Sansar / Fotoğraf:Independent Türkçe
“Her istediğimiz içeriği internetten kaldırma şansımız yok”
– İnternette itibarımızı zedeleyen içerikleri kaldırmak için neler yapabiliriz?
Öncelikle belirtmek gerekir ki her istediğimiz içeriği internetten kaldırma gibi bir şansımız yok.
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia edenler içerik sağlayıcısına ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilirler.
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç 24 saat içinde cevaplandırılmak zorundadır.
Veri sorumlusuna yapılan başvuru sonuçsuz veya yetersiz görülürse kullanıcılar, KVKK kurulana şikâyette de bulunabilmektedir.
“Her koşulda mahkemeye gitmek gerekmiyor”
– Mutlaka her koşulda mahkemeye gitmek gerekiyor mu?
Her koşulda mahkemeye gitmek gerekmiyor. Kaldırılmasını istedikleri içerik için yayıncı kuruluşa bir başvuru yapmak da bazen içeriğin kaldırılmasını sağlayabilir. Daha sonra bu içeriğin arama motorlarından da kaldırılması için yapılması gereken bazı teknik işlemleri de yaparlarsa istenmeyen içerikten kurtulmuş olurlar. Bu şekilde sonuç alınamaması halinde kanuni yollara başvurmaktan başka bir yol bulunmamaktadır.
“Tekil başvurulara olumsuz dönüş yapılıyor”
Tek başına başvurmak da yeterli mi?
Türkiye’deki genel duruma baktığımızda, içerik ve yer sağlayıcılar kullanıcının yaptığı tekil başvurulara maalesef istenen itibari değeri vermemekte ve olumsuz dönüş yapmaktadır. İçerik kaldırmak için hukuki veya idari bir kararın kendilerine tebliğ edilmesini istemektedir. Bu noktada, özellikle kaldırılması istenilen çok sayıda içerik varsa kişi oldukça yorucu ve maddi olarak da yıpratıcı bir sürece girmek zorunda kalmaktadır.
Unutulma Hakkı ile sanıldığının tersine internette her içeriği kaldırma şansı yok / Fotoğraf: AA
“Yerli sitelerdeki içeriği kaldırmak daha kolay”
– Talebe karşı içeriği düzeltmeyen siteye karşı haklarımız nelerdir?
Yerli bir siteye yapılan başvurular veya alınacak kanuni tedbirler bu siteler için bağlayıcı olacağından herhangi bir direnç yaşanması beklenmez.
Yabancı kaynaklı bir siteye için yapılan başvurular uluslararası ve sitenin yer aldığı ülke kanunlarına göre değişiklik gösterebilir. Örneğin Türkiye’de yayından kaldırılması yönünde karar verilen bir içerik başka bir ülkede tamamen yasal bir içerik olarak görülebilir.
Elbette içeriğin erişiminin engellenmesi sağlanabilir fakat bu engel bu linkin sadece Türkiye’den erişilmesini kapsar. Başka bir ülkeden veya VPN aracılığı ile bu linke erişim sağlanmaya devam edilebilir.
“Dalga geçen içerikleri kaldırmak daha zor”
– Siteler dışında kişiler tarafından aleyhimize paylaşılan içerikleri nasıl kaldırabiliriz?
Sosyal medya, video paylaşım siteleri veya bloglarda paylaşılan olumsuz içeriklerin, hem içerik sağlayıcıya şikâyet yoluyla hem de hukuki yollara başvurarak kaldırılması mümkündür.
Bu kapsama girmeyen fakat kişinin toplum nezdinde değerini düşürücü, ima veya doğrudan yapılan alay ve itibar düşürücü içerikler, yanlış bilgilendirme, yönlendirme, hedef gösterme vb maksatlı yapılan paylaşımların kaldırılması “ifade özgürlüğü” olarak değerlendirilerek kaldırılması mümkün olmayabilir.
Bu gibi durumlarda profesyonel destek alınarak hareket edilmesi başarı ihtimalini birkaç kat artıracaktır.
Şebnem Ahi / Fotoğraf: Twitter@SebnemAhi
Unutulma hakkı “Toplumsal belleği” yok eder mi?
Unutulma hakkının “Toplumsal Belleği” yok edip etmeyeceği iddialarını ise Bileşim Hukuku Uzmanı Avukat Şebnem Ahi’ye sorduk.
Şebnem Ahi, asıl dikkat edilmesi gereken hususun çıkarılacak içeriğin niteliği noktasında olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
Neticede kişi kendi hakkındaki eleştirel görüşlere yer veren bilgilerin veya haber niteliğindeki ve halkın bilmesinde mahkeme nezdinde fayda görülen bir içeriğin internetten silinmesini talep etme hakkına sahip değildir. Ayrıca bu hakkı kullanacak kişi kamuya mal olmuş bir kişi ise, bu hakların kullanımı şüphesiz daha sınırlı olmalıdır. Yani halkın bilgi alma özgürlüğü, ifade özgürlüğü kısıtlanıyor olmamalıdır.
“Kimse soruşturma sonuçlanmadan suçlu ilan edilemez”
Unutulma hakkının en çok soruşturma süreçlerinde kullanılacağı iddia ediliyordu. Ahi’nin bu konuda da sözleri var:
Hakkında soruşturma açılmış bir kişi, devlet adamı olsun ya da olmasın, soruşturma sonuçlanmadan suçlu addedilemez ve suçluluğu kanıtlanmadan hakkında çıkan haberler ile anılacak olması sebebiyle unutulma hakkından faydalanma ihtiyacı bu noktada doğabilir. Ancak her halükarda bu hak kullanılırken, kamunun bilgilendirilmesi ve ifade özgürlüğü kısıtlanmadan kullanımı gerekir. Bu noktada çok hassas bir dengenin varlığından söz edebiliriz.
“İfade özgürlüğü ile unutulma hakkı arasında ince çizgi var”
Ahi, neticede hiçbir hakkın Anayasada yer alan temel hak ve özgürlükleri sınırlandıracak nitelikte düzenlenemeyeceğini kaydederek, “Dolayısıyla hakaret ve eleştiri arasında nasıl ince ve hassas bir çizgi var ise, ifade özgürlüğü ile unutulma hakkı arasında da aynı çizginin varlığından söz etmeliyiz” dedikten sonra sözlerini şöyle tamamladı:
Bu yol ayrımında unutulma hakkı kapsamında verilecek kararlar yerinde verilmiş kararlar olur ise toplumsal bellek de zarar görmeyecektir. Yani eleştiri niteliğindeki bir içerik veya kamunun bilmesi gereken haber niteliğindeki bir içerik, gerçek ve doğru olduğu müddetçe, halkın bilgi alma ve haber alma özgürlüğü, ifade özgürlüğü korunarak yayından kaldırılmadıkça veya verilecek kararlarda bu sınırlar çizilirken, kanun dar görüşle yorumlanmamış ve özgürlükçü yaklaşımla yorumlanarak unutulma hakkı kapsamında bir karar verilmiş ise Toplumsal bellek zarar görmeyecektir.
kaynak – > indyturk.com