Şirket dolandırıcılıklarında, şüphelinin şirket içerisinden mi ya da şirket dışından mı olduğunun tespit edilebilmesi için tüm deliller çok önemlidir. Şirketin öne sürdüğü dolandırıcılık yönetimi resmi mercilere kanıtlayamadığı takdirde davası reddedilecektir. Bu nedenle delillerin hukuka uygun olması gerekmektedir. Anayasa’nın 38. Maddesinin 6. fıkrasında; “Kanuna aykırı elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”. Hükmü yer almaktadır.
Günümüzde işyerlerinde kullanılan bilgisayar ve bilgisayar tabanlı cihazlar internet, e-posta, ve intranet gibi modern iletişim teknikleri, işyerlerinin basit ve hızlı bir şekilde, çalışanlar ve müşteriler ile haberleşmesine olanak sağlamaktadır. Dolayısıyla bu modern cihaz ve teknikler günümüzde, artık birçok şirketin ve işyerinin vazgeçemeyeceği unsurlar haline gelmiştir. Günümüz teknolojisinde işyerleri, bilgisayar ve internet bağlantısı ile donatılmış olması bir standart halini almış durumdadır. Bu standartlaşma, iş yeri güvenliği açısından çözümü zorunlu sorunları da beraberinde getirmektedir, yapılan tüm işlemler dijital ortamda gerçekleşmesi nedeni ile dolandırıcılık yöntemlerine yine bilgisayarlar üzerinden gerçekleşmektedir.
Şirket, dolandırıldığını öğrenmek ya da kanıtlamak için suça konu dijital cihazların delil niteliğinin bozulmaması için hiçbir müdahalede bulunmadan bu konuda uzman kişi ya da kişiler tarafından yardım alınması gerekmektedir. Uzman ekip tarafından adli bilişim standartlarında şirket içerisinde bulunan cihazların imajları alınarak incelemeye başlanır, suç unsurları tespiti yapılmasından sonra uzman mütalaası olarak raporlandırılır.
Yukarıda yazılı olan delillerin hukuka uygun olması gerekmektedir. Bu nedenle delillerin nasıl ve hangi yollarla elde edildiği önemlidir. Delillerin mahkemece geçerli olabilmesi için adli bilişim uzmanına danışmanız gerekmektedir.
Ayrıca mahkeme tarafından bilirkişi ataması gerçekleşmese dahi dava ile alakalı Adli Bilişim Uzmanı bilirkişiler tarafından özel uzman görüşü (mütalaa) alabilirsiniz.